İYİ Parti grup önerisi hakkında AK PARTİ Grubu adına konuşma

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başından bizleri takip eden necip milletimiz; İYİ Parti grup önerisi hakkında AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Sözlerime başlamadan evvel, milletimizin ve tüm İslam aleminin Berat Gecesi’ni tebrik ediyor ve bu vesileyle yaklaşmakta olan Ramazan ayının esenliğiyle hepimizi kuşatmasını diliyorum. 

Değerli milletvekilleri, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan çeşitli platformlarda defaten, belirli bir hususu ısrarla dile getirdi. “Bu husus nedir?” diyecek olursanız, “Gıda güvenliği, tarım bizler için bir millî güvenlik meselesidir.” dedi. Dolayısıyla, bizler şu an nasıl savunma sanayisinde üretimimizi tam 23 kat arttırdıysak son 20 yılda bu geldiğimiz süreçte de tarımı da bir millî güvenlik meselesi kabul ederek aslında çok önemli destekler ortaya koyduk. Şimdi ben bunların her birini, esas itibarıyla burada matbu, bana gelen kaynakların ötesinde, konuşma metnimin de dışına çıkarak belirli hususları sizlere hatırlatmak isterim.

Ben bir Ankara Milletvekiliyim. Ankara’mız başkent ama Ankara’mız 25 ilçesinin 25’inde de tarımsal üretim yapan bir başkent. Dolayısıyla Ankara önemli bir tarım şehri aynı zamanda. Ben de bu şehrin vekili olarak henüz daha bu sabah Bala’dan, Çubuk’tan, efendime söyleyeyim, Kalecik’ten telefonlar aldım. Arabamın bagajında benim lastiğim hemen hazırdır, tarlaları sürekli olarak ziyaret ederiz. Dolayısıyla çiftçimizin derdi, sıkıntısı nedir, adım adım kaydederiz ve bakanlıklarımıza bunları anında iletiriz, bakanlıklarımız da gerekli tedbirleri alırlar.

Zaten şimdi tarihsel süreç içerisinde baktığımızda tabii ki dünyanın pek çok yerinde üretim trendleri ve sektörel ağırlıklar değişti. Elbette ki Türkiye de bundan etkilendi. Sanayi sektörü, hizmet sektörü bir yanda, Türkiye de bundan etkilendi elbette ki. Peki “Bu etkiyi bizler bütüncül bir kalkınma -ki AK PARTİ’mizin de adında taşıdığımız gibi- hamlesine nasıl dönüştürdük?” diye soracak olursanız bir örnekten hareket etmek istiyorum: Ankara tiftik keçisinin 2000’li yılların başında nesli tükenme tehlikesi altındaydı, popülasyonu 60 binin altına gerilemişti. 2004 yılında başlayan Halk Elinde Küçükbaş Hayvan Islahı Ülkesel Projesi’yle bizim keçilerimiz şu an artık bir şekilde tekrar yaşamsal faaliyetlerini sürdürüyorlar ve biz şu an artık keçiyi bu riskli alandan kurtarıp gerçekten çok da yaşayabilir hâle getirdik. 

Ben şu an baktığımda, doğrudan çiftçiye gelen desteklerin pek çoğu somut bir şekilde AK PARTİ iktidarları döneminde arttı ve biz burada tarımsal üretimi korumak adına ne yapmamız gerekiyor diye düşündüğümüzde girdi maliyetlerini düşürmek önemli bir nokta. Girdi maliyetleri noktasında devletimizin çok ciddi destekleri var. Bunun yanı sıra hatırlarsınız, şimdi yem ciddi bir maliyet, yonca ve fiği ekimine dahi devletimiz destek verdi. 

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın lütfen Sayın Yıldız.

ZEYNEP YILDIZ (Devamla) – Ata tohumuna dönük ciddi destekler var, tarımsal MYO’lar var, tarımsal liseler var, ondan sonra tarıma dayalı ihtisas OSB’ler var çünkü biz insanlara “Hadi köyünüze gidin.” demek kolay ama günün sonunda insanların da burada gerçekten artık modern üretim teknikleriyle tarıma devam ediyor olmalarını sağlamak önemli bir mesele. Bunun yanı sıra, tarımı sürdürebilmek adına köylere doğal gaz götürüyoruz. Bunların ötesinde, bakınız, DSİ en yüksek payı alan bütçelerden birine sahip, DSİ’nin katkısıyla daha önceki dönemlerde yapılanın üstüne çok daha fazlası konularak aslında toplam sulama tesislerinin yüzde 60’ı son yirmi yılda üretildi ve üretilmeye devam ediyor. Bunların hepsi neden önemli? Çünkü insanların tarıma devam edebilmesi için topraktan birkaç sefer mahsul kaldırabilmesi lazım. Bunların her biri milyarlarca liralık desteği, yatırımı gerektiriyor. 

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ZEYNEP YILDIZ (Devamla) – Ben şu an bu öneri önümüze geldiğinde şunu bir kere daha hatırladım: Mesela Kızılcahamam’da arıcılık yapan genç arkadaşım, Beypazarı’nda annesinin kooperatifinde üniversite de aldığı işletmecilik eğitimini ekleyen genç arkadaşlarımı üst üstü koyduğumda gerçekten genç arkadaşlarımızın bu sektörde var oldukları, ilgisinin daha çok arttığını görüyorum. Buna ilişkin olarak da ekosistemi adım adım inşa etmeyi sürdüreceğiz diyorum.