Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un Bakanlık çalışmaları hakkında sunumu

KonuMillî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un Bakanlık çalışmaları hakkında sunumu
Dönemi27
Yasama Yılı2
Tarih06 .02.2019

ZEYNEP YILDIZ (Ankara) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım söz verdiğiniz için. 

Sayın Bakanım teşrifleriniz için çok teşekkür ediyorum. 

Ben de aslında söz almama niyetindeydim ama sataşmaya mahal veren hiçbir şeye değinmeyeceğim. 

Siz de konuşmanızın içeriğinde bahsettiniz, AK PARTİ iktidarları döneminde, niteliğe yönelik çok ciddi yatırımlar yapılmış vaziyette ve ben de geçtiğimiz haftalarda Van Çatak’taki bir köy okulundan davet almıştım ve oradaki bir atölye çalışmasına dâhil oldum ve Van Çatak’taki küçücük bir köy okulunda dahi teknolojik altyapının nasıl tesis edildiğini gördüm ve bu beni hakikaten çok mutlu etti. Gerçekten yatırımların hiçbirisinin havada kalmadığını, somut bir şekilde gözlemlenebilir olduğunu görmüş oldum. Bu kendi adıma çok ümit vericiydi ve mutluluk vericiydi. 

Sayın Bakanım, bu PISA’ya yönelik fikirlerinizi bu şekilde beyan etmenizden çok büyük bir mutluluk duyduğumu ifade etmek isterim çünkü bu PISA’ya yönelik tartışmalar ilk başladığında -ben kendim eğitimci değilim, avukatım ama eğitim meselesini de dert ediniyorum kendi dünyam içerisinde- açıp çözmüştüm nedir bu PISA, ne sorulur burada diye. Ve şunu fark etmiştim: Oranın hakikaten sistematiği farklı. Yani ben lisede iki müfredat gördüm, bir kendi müfredatımızı gördüm, bir de IB müfredatını gördüm. IB müfredatını gören bir gözle evet onu çözebiliyorum ve çok basit, yalın, ufak, küçük unsurlar var, onları hatırına getirince çok rahat çözülüyor ama bununla hiç karşılaşmayan bir öğrencinin bir anda afallaması çok ihtimal dâhilinde olan bir husus. Dolayısıyla PISA’nın burada tek bir yanı ölçtüğünün artık gündeme getirilmesi bahsini çok önemsiyorum ve bunu da gündeme getirdiğiniz için ayrıca teşekkür ediyorum. 

Bununla birlikte, meslek liselerini birinci meseleniz kabul ettiğinizi zaten ifade etmiştiniz ve bunun sahada yansımalarını görüyoruz. İlk göreve geldiğinizde ifade ettiğiniz unsurlardan birisi buydu. Zaten Bakan Yardımcımız Mahmut Özer Bey’in de bu noktada çalışmalarını yakından takip ediyoruz ve Ankara özelinde de güzel gelişmeler oluyor. Ben bunun için de ayrıca teşekkür ediyorum. Çünkü hakikaten ara değil aranan eleman yetiştirilmesi, eğer biz bir sanayi devriminin dördüncü dalgasından, bir dijital dönüşünden bahsediyorsak bu noktada bir adım atmamız gerekliliği muhakkak.

Bunun yanı sıra yine sunumunuz içeriğinde çocukların doğayla ünsiyet gelişiminden de bahsettiniz. Ben ilkokul 1’inci sınıfa Maltepe’deki bir okulda gittim sizin de yöneticiliğini yaptığınız ve orada bizim bir seramız vardı en üst katta. Biz dolayısıyla bitkilerin aslında canının olduğunu orada fark etmiştik. Ben bunun bütün okullarda mümkün olduğunca yaygınlaştırılması temennimi burada tekrar ifade etmek isterim.

Yine bir kavramsallaştırma hediye etmiş oldunuz bize, insanın yaradılışına hürmet etmek. Yani bunu gerçekten eğitim sistemimize bir şekilde dâhil edebilirsek, az evvel Sayın Özdemir’in de belirttiği gibi aslında bir terbiye kavramını esas itibarıyla da hayata geçirebilmiş olacağız.

Banarlı’ya çok atıf yapıldı, ben de demeden geçemeyeceğim. Yani fethedilmiş kelimelerimiz var ne mutlu bize ki ve ben Özbekistan’a gittiğimde de o fethedilmiş kelimelerin yani öz Türkçe bağlamının da ötesinde ne, neye göre, kime göre Türkçe öz Türkçedir? Fethedilmiş kelimelerle ben Özbekistan’da da, Kazakistan’da da karşılaştım. Dolayısıyla fethedilmiş kelimelerimizin hakikaten bulunuşu çok büyük bir zenginlik ve ben de bunun süreklilik kesbetmesi noktasındaki bir genç olarak talebimi tekrar yinelemiş olayım çünkü gerçekten feyzalmak ile etkilenmek arasında ciddi bir fark var ve bizim de bu tip zenginlik teşkil eden kelimelerimizi yitirmememiz hayli önemli. 

Buraya gelmeden evvel Keçiören Bademlik Mahallesi’ndeki bir kafeye uğradım, söz vermiştim bir esnafımıza. Orada kafede oturanlara da selam vereyim çıkarken dedim ve denk geldi, 2 öğretmenimize rastladım ve dedim ki: Ben Meclise gidiyorum, tam da denk geldi, siz de öğretmenmişsiniz, Millî Eğitim Bakanımızla bir toplantımız var, iletmek istediğiniz bir şey var mı? Onlar da çok büyük bir heyecan içerisinde olduklarını ifade ettiler. İfade etmelerine gerek yoktu, gözlerinden zaten bu anlaşılıyordu. Öğretmenlerimizde bu heyecanı oluşturduğunuz için en başta teşekkür etmek istiyorum çünkü hakikaten eğiticilerin bu şekilde motive olması pek çok şeyi başlı başına, fiziken bir şey yapılmasa dahi, dönüştüreceğine yoğun bir şekilde inanıyorum. 

O yüzden, genel olarak teşekkürlerimi sunuyorum. Bu atama meselesinde de Sayın Özdemir’in de belirttiği gibi, sayısal verilere baktığımızda AK PARTİ iktidarları döneminde önceki dönemler kadar yani o dönemin yekûnu kadar bir atama yapıldığını görüyoruz mevcut korunmakla birlikte. Dolayısıyla bu da gözardı edilmemesi gereken bir husustur.